30 Eylül 2011 Cuma

Kör Bir Gecede Sev Beni


Kör Bir Gecede Sev Beni
Öyle bir düşün parçası olalım birlikte. Sen beyaz atı olmasa da beyaz yüreği olan bir prens ol. Ben yüreğinin beyazına vurulayım, gözlerim kamaşsın parıltısından, yanayım.
Sen saçlarındaki akları, sakalındaki beyazları saklama. Kör bir gecede buluşalım. Sadece sesimiz dokunsun yüreklerimize. Bir duaya karşılık birbirimizi bulalım.
Hızla koştuğum, nefes nefese kaldığım ve hiç bitmeyecek sandığım bir kabustan kaçarken yakala beni bir sokak arasında. Tut kolumdan, çek içine kalbinin, orada sakla uzun süre. Sokaktaki sesler, çığlıklar, sirenler, kavgalar bitene kadar hiç çıkarma dışarı.
Aşka yardım ve yataklıktan tutukla hatta, koy gönlünün koğuşuna beni. Sesim solum kesilsin. Her sabah gözlerinde uyandır, her gece kollarında uykuya daldır.
Olmayacak duaya kabulüm ol mesela, gökyüzüne yolladığım en umutsuz dileğim ol. Her şeysiz ama hiçbir şeyim ol ve o yüzden çoğal gün geçtikçe içimde.
Sessizlikle büyü, aydınlıkla kalabalıklaş ve eğit kendini aşk bahçelerinin çiçeklerinde. Benim olmaya niyetlen mesela, benim olmayı hayal et. Ama hiç bilme adımı, sesimi, bir tek gözlerimi yakala güneşin battığı yerde hayal meyal… Sen beni dile, ben gelip bulurum gölgeni.
Senden başka bir kalbe çarpmayayım diye sakla göğsünde beni. Sesimi, gözlerimi, sözlerimi sakın. Kör bir gecede sev sen beni, nefes nefese bir kabustan kaçıyorken, en güzel rüyam ol, uyandır beni.
Candan Ünal

Nerede Olursan Ol Yüreğimdesin



Nerede Olursan Ol Yüreğimdesin..
Demiştin Ya..!İnanmıştım... 
Yanıldığımı,ansızın... 
Bir nefes de... 
Beni soluksuz bıraktığında anladım... 
Anladım ki Çok uzağım yüreğinden,benliğinden,

Sesim kısıldı haykıramıyorum.. 
Sokaklarda yankılanan feryatlarımı duymuyorum.. 
Çaresizlikten mi kısıldı sesim ? 
Yok sa sensizlikten mi?
"Nerede olursan ol yüreğimdesin" demiştin ya ... 
İnanmıştım... 
Sayıklıyorum... 
"Yoksun işte yoksun "... 
Gözyaşları bitti sanılır.. 
Yürek yanılır,göz aldanır.. 
Yaşların sessizce yüreğe doğru aktığını görebilen var mıdır ? 
Özlemekten yorulunca geriye ne kalır yüreklerde ? 
Bende ruhumu alev alev yakan bir çift siyah göz kaldı senden geriye... 
Derin,dipsiz,sonsuz... 
İçinde kaybolmaktan korktuğum.. 
Kıvılcımlar saçan.. 
Yıldızları bile kıskandıran bir çift göz... 
Sayıklıyorum... 
"Yoksun işte yoksun "... 
Yüreğindeki sevgi kırıntılarını atıp cebine,dudağında boş bir ıslık,gözlerinde sahte arayışlarla ne de kolaymış gitmeler..."

Sen gidince anladım... 
Sen boynu bükük,kırık dökük sevgilerden arınırken..Bıraktığın yüreğe bir kez bile dönüp bakmadan gittin..İçindeki o bir türlü dolduramadığın koskoca,kapkara boşluğa doğru yol alırken..Farkında mısın hayatın girdabına sürüklenen sevgisiz kuru bir yaprak olduğunun ? 
Bunu anladığın gün otur bir kayalığın üzerine seyret denizi.. 
Sor ona.. 
Köpük köpük sitemle anlatacaktır öfkeli yanlızlığının sebebini.. 
Ve biliyorum.. 
O gün anlayacaksın.. 
Ardında bıraktığın yüreğin;aslında tüm denizleri kuşattığını... 
Son bir hamle yaparak ardına bakacaksın.. 
Gözlerimi arayacaksın delice.. 
" Affet..!" diyen gözlerinle geleceksin..

"Nerede olursan ol yüreğimdesin" demiştin ya... 
İnanmıştım... 
Bir daha o gözlere inanmak mı?ASLA...!

Kendimi Asla Çiğnetmeyeceğim



Acele etmeye hiç niyeti yoktu solgun yaprağın düşmek için yere…

Anlamda veremiyordu diğerlerine .. neden bu kadar istekliydiler sanki …

Hepsi düşüyorlardı birer ikişer birbiri ardına yere…

Ama hayır! o atmayacaktı kendini, hemen kopmayacaktı çok sevdiği dalından …

Aşağı baktı …

Ne kadar da yüksekti düştükleri yer … hem bir de düşen yapraklar insanlar tarafından çiğneniyorlardı hiç umursanmadan…

“Asla kendimi çiğnetmeyeceğim “dedi ve dalına daha sıkı tutunmaya başladı …

Diğer yapraklardan duymuştu bu yaşadıkları “son bahar”dı …ilk kez görüyordu son baharı …acaba ismi gibi son muydu onun için bu bahar?… bu düşünceyi hemen attı zihninden, düşüncesi bile ürkütücüydü solgun yaprak için…

Oysa ilk baharı ne çok sevmiş olduğunu hatırladı .. Heryer yemyeşildi ,hava sıcaktı, su sesleri, kuş cıvıltıları… Rengarenk kelebekler yaprağa konduğunda nasılda gıdıklanırdı …Düşüncesi bile içini ısıtmaya yetiyordu …

Ama bu kadarıyla yetinmek istemiyordu. bir daha ilkbaharı yaşamalıydı …Tek istediği buydu o güzel günleri tekrar görmeliydi…Bu düşünceyle, güç geldi birden yorgun yaprağa ve dalına biraz daha sıkı tutundu …O asla dalından ayrılmamalıydı …Hem diğerleri gibi aciz değildi …

Etrafına baktı …Yeşillik yok denecek kadar azdı..Herşey soluk sarı heryer ıslak…Hava bile hüzün kokuyordu …Sanki doğa bir şeye üzülmüş de göz yaşı döküyordu …Ağaçlar da yapraklarını dökerek eşlik ediyordu ona …

Bu manzara karşısında birden bitkin düştü yeniden…Zar zor topladığı gücünü kaybetmeye başlıyordu …

Aniden irkildi güç toplamak için silkelenmişti sanki ya da rüzgarın minik bir hamlesiydi bu inatçı yaprağı düşürmek için …Ama yaprağın düşmeye niyeti yoktu düşmeyecekti !Yok olmayacaktı göz yaşı olup akmayacaktı diğerleri gibi ve asla ortak olmayacaktı doğanın üzüldüğü şeye …

Umursamadan bakmaya çalıştı bu kez etrafa …yine bi yaprak düştü ve bir tane daha … Onlara bakarken “yaptıkları delilik!”diye geçirdi içinden…Gitmeselerdi ya yanlız bırakmasalardı onu…Direnselerdi kendisi gibi.. ne kadar da acizdiler..

Neyse boşver diğerlerini die geçirdi içinden .Öyle ya kendi tercihleriydi isteseler onlarda direnirlerdi…Tam bu esnada bir tane daha düştü…Bu kez dikkatle baktı düşene, yaprak ..Çok çaresiz görünüyordu düşen acıdı ona birden …İçi bir tuhaf oldu ..Etrafı da iyice boşalmaya başlamıştı…

Tekrar sıkı tutunmayı denedi dalına …Daha sıkı…Hiç olmadığı kadar belki de..İçini iyiden iyiye bir korku sarmıştı tek kalıyordu!..Ne yapacaktı ki tek başına?

Çok geçmedi gücü yeniden ve bu kez hızla azalmaya başladı …Eskiden hiç bir güç harcamadan ne sıkı tutunurdu dalına…Dalda ona sımsıkı bağlıydı …Şimdi ne olmuştu böyle birden bire dal neden sırt çevirmişti yaprağa ..rengi soldu diye mi beğenmiyoru artık onu …?Tüm bunların cevabını bilmiyordu …Bunları düşünürken sadece direniyordu, düşmemek için …

Tek istediği bir bahar daha yaşamaktı …O güzellikleri bir kez daha görmek.Çok şeymi istiyordu acaba ..?

Tam bu düşüncelerdeyken bir yağmur damlası hızla çarptı güçsüz bedenine ..Sadece minicik bir damlaydı çarpan ama nasıl da etkilenmişti …Halbuki daha evvel ne sağnaklar yağmıştı yaprağa da hiç etkilenmemişti bile…Bu minik damla nasıl bu kadar güçlü olabilirdi …Az kalsın düşmesine sebep olacaktı …ikinci bir damla çarptığında gücünün artık bitmekte olduğunu hissetti ..bunu kabul etmek çok zordu onun için…

Üçüncü damla ise son baharın son yaprağına düşen son damlası olmuştu …Birlikte süzüldüler toprağa…Çaresizlik bu kez son yaprağı esir almıştı…Ama onu gören başka yaprak olmamıştı..

Düşerken tam da o anda anladı yaprak ,düşmek hiç bir yaprağın tercihi değilmiş aslında…En az bahara açmak kadar da gerçekmiş …

Ve toprakta son bulduğunda bu hüzünlü düşüş, yaprak için artık yolculuk bitmişti …